Bu Blogda Ara

27 Kasım 2016 Pazar

SEN VE BEN

Önce yeşilini sevdim,
Yeşil gözlerine dalıp gitmeyi,
Ürkek bakışlarla seni süzmeyi.
Sonra konuşurken sesinin tonunu sevdim.
Kendimi bıraktım bu rüyaya...
Kalp atışlarım sözlerine eşlik etsin diye.
Ben bana bakışını sevdim,
Sana sorular sormayı sevdim,
Bana bakarak cevaplayasın diye.
Bu saniye sonsuz olsun istedim.
Ben galiba en çok bu anı,

Kafamda binlerce kez yaşamayı sevdim. 

7 Nisan 2014 Pazartesi

UMUDUN YOLCUSU

           

            Adeta bir özgürlük yemini edilmişti gelecek nesillere. Güneşin ilk ışıklarının yansıması vardı inanmış yüreklerde. Bir umudun doğuşunu haykırıyordu sokaklar, bugünden daha güzel olacak günlerin müjdesi dağıtılıyordu el ilanlarında. Duvarlarımız sevdiğimiz isimler, gelecek düşlerimiz ile boyanmıştı. Ah o inanmışlık nasıl da yırtıp çıkarmıştı bizi krizalitimizden. Rengarenk kanatlarımız sarmaya hazırdı tüm dünya halklarını; inançlarını.

Öfke yoktu haykırışlarımızda, hayır biz daha iyi bir yarının müjdecisiydik. En azından kendimize ve birbirimize olan inancımız, bizi buna itiyordu. Sevgiyle sarsak diyorduk herkesi: bize silah doğrultanları, kandıranları, yalanlara biat edenleri. Sevgimiz o kadar büyüktü ki kapılıp gitsek akışına hiçbir bariyer, hiçbir geçit durduramaz sanıyorduk! Hazırdık tüm fedakarlıklara, yeter ki bir anne daha ağlamasaydı çocuğunun başında.

Hazırdık umudun yolcusu olmaya, yolumuzdan yürüyenlere ışık; kaybolanlara rehber olmaya. Bizim kadar iyi olsunlar diye istemiyorduk yürüdüğümüz yollardan yürümelerini, bizden daha iyisi olacaklarını bildiğimizden inanıyorduk karanlıklarda kalmış bu topluma. İnancımızı çevirdik üzerlerine, sandık ki onlar da birer ay çiçeği gibi dönecekler bize. Sandık ki bizim yetersizliklerimizden fazlası vardı bu insanlarda.  Acı ile pişen yüreklerine tuttuğumuz umut ışığı ile büyüyüp saracağına öylesine inanıyorduk gri gökyüzlerini. Şehir şehir, mahalle mahalle yükseliyordu umut, hala aklımda ateş başında toplanıp verilen sözler.

Yarınların inancı, bugünlerden kurtuluş ve daha iyisini hak ettiğine inandığımız insanlar vardı. Çehrelerine yansıyan o kararlılık bizi de umutlandırıyordu devrim yolunda. İsyan, devrim, özgürlük nasıl da yakışmıştı dudaklarına; güzel insanımın...

16 Şubat 2014 Pazar

BENDEN AYRI




Seviyorum seni,
Ülkemin her bir karesini sevmem gibi.
Seni sevmek,
Dinime iman etmek,
Varlığıma şükretmek gibi.

Sen her bir rengindesin,
Toprağın, kanın ve de umudun.
Ufkumun bittiği günde,
Sen güneşmişsin meğer,
Yeni günü müjdeleyen.

Aşkına sual olmaz ya sevgili,
Hiç de özlemez misin beni?
Biliyorum şiirlerimde varsın,
Arada gözyaşlarımdan da akarsın,
Peki sensiz ben; bu beden ne yapsın?

Sen gittiğinden beri duruyor zaman,
Bu ülkenin saat diliminde.
Çünkü sadece sen varsın hayatımda bir adım ileri giden.
Özlediğimden de değil aslında,

Sensiz yaşayamayacağımı bildiğimden.

4 Ocak 2014 Cumartesi

SENİ HARAM EYLEMİŞLER

Sorsalar seni,
Zifiri gecemin ibadeti.
Sorsalar
Dini imanı bilene.

Ben söyledim, dinlemedin.
Bir de onlar söylesin,
Hükmüne suâl olmaz gerçeği.

Hala duyarım
Ağzından elma kokusu.
Söyle Ademin kızı,
Ben neyleyim seni?

Adını benden duymayan
Kaldı mı cemiyette?
Ama neylesin derviş iken,
Günahkar olan.
Ağzında kalmış,

Unutamadığı bir meyve tadı!

20 Aralık 2013 Cuma

YEŞİLİNE SORDUM GÖZLERİNİ

Yeşil gözlerde buldum yine kendimi, tam da aşık olmamaya söz vermişken! Yine nerden düştüm ben bu derde? Hani onca edilen yemin, tekrarı olmayacak diye verilen sözler. Ah seni yalancı yürek yine kapılıp gittin değil mi birine?

Arkadaş bir kere de bana sorsana, abi gidiyim mi? Sence bize uygun mu? Hiç sorma yok, kendi başına gidiyorsun tabii, sonra acı çeken hep biz... Ulan ne pervasız adamsın ya!! Yani kızmayayım diyorum da olacak iş değil. Sen değil miydin daha geçenlerde usandım abi sevmekten diyen; bitti artık bu iş, ben de herkes gibi günümü gün edeceğim diyen. Ne ara vazgeçtin; ne ara sevdin bu kadar; kapıldın gittin bir türlü anlamadım?


Ben senden hiç kurtulamayacağım değil mi? Ne zaman uslanacaksın be oğlum. Anla artık kalmadı o eski aşklar, ayrılıklar bile eskisi kadar hüzünlü değil. Ah ah! Anlamıyorsun değil mi derdimi ve de hiç anlamayacaksın. Neyse hadi sustum artık ama sen de artık  söyle kimmiş? Gözlerinin yeşili bahane, ben onda kayboluyorum abi dediğin? 

18 Aralık 2013 Çarşamba

SOKAKLARI BOYARKEN

http://galeri2.uludagsozluk.com/378/devrim-televizyonlardan-yayinlanmayacak_454161.jpg

Soluklar tutuldu,
Eller kilitli.
Bir ıslık duyulur
Ara sokaklardan.

Boyalar savrulur,
Koşuşturma baslar.
Nereye gitsek,
Hep o mavi-kırmızı ışıklar.

Olacakları bilmenin
Haklı korkusu var.
Ben artık kendimi geçtim de
Evde bekleyen annem var!

17 Aralık 2013 Salı

CUMARTESİ ANNELERİ

http://www.haberler.com/haber-resimleri/424/cumartesi-anneleri-icin-en-anlamli-hediye-ada-3615424_o.jpg

Kurumuş dudaklardan,
Tiz bir çığlık düşer
Şehrin sokaklarına.

Tanıyanlar bilir bu sesi.
Dönüp bakmazlar geri.
Yollarına devam eder,
Sanki hiç duymamış gibi.

Kulakları sağır edecekmiş gibi gelir,
Kadının feryadı,
Sokaktan ilk kez geçenlere.

Kadın oğlunu çağırmaktadır.
Oğulsa anasının bilmediği,
Bir toprakta yatmaktadır.

Bir tek kadını bilenler
Duymaz çığlıkları.
Sadece şunu fark ederler:

Evet bugün cumartesi!